CEZA AVUKATI | |||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ceza avukatı, Türkiye’ de genellikle ceza davalarına bakan avukat olarak bilinmektedir. Sosyal hayatta vatandaşlar, ceza davalarıyla ilgili kendisine yardımcı olacak avukat ararlarken, “ceza avukatı” terimi ile arama ve araştırma yapmaktadırlar. İletişime geçtikleri avukata da genellikle hangi davalara baktığını sorarlar. Şunu önemle vurgulamak isteriz ki avukatlık mesleğinde hukuki açıdan herhangi bir dal veya branşlaşma durumu söz konusu olmayıp; bir avukat her türlü davada müvekkilini temsil etmeye haizdir. Yani avukatlıkta; “ceza avukatı” veya “ağır ceza avukatı” gibi bir branşlaşma söz konusu değildir. Ancak uygulamada bazı avukatlar, her türden davayı almak istememektedir. Kendisini geliştirdiği, en iyi bildiği ve tecrübe edindiği davaları almak istemektedirler. Bu sebepten dolayı da ceza avukatı gibi bir kavram ortaya çıkmıştır. Yani kısaca ceza avukatı, ceza hukukunun konusuna giren işlerde etkin olarak faaliyet sürdüren avukat olarak tanımlanmaktadır.
Ceza hukuku sözlük anlamı olarak suç ve ceza kavramlarını inceleyen kamu hukuku bölümüdür. Ceza hukuku, genel ve özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel ceza hukuku konu olarak; suçların maddi ve manevi unsurlarını, ceza hukukunun genel ilkelerini, ceza kavramının tanımını, suçların hukuka uygunluk nedenlerini inceler ve teorilerin aydınlığa kavuşmasını sağlar. Özel Ceza Hukuku ise konu olarak kanunlarda belirtilen suçların ve suç fiillerinin neler olduğunu belirtip; suç eylemlerinin yaptırımlarını açıklar. Ceza avukatının çalışmaları ceza hukuku ile yakından ilişkilidir.
Günümüzde benim mahkemeyle veya avukatla hiçbir işim olmaz diyen bir insan bile şunu çok iyi bilmelidir ki, hukuki uyuşmazlıkla herkes bir gün karşı karşıya kalabilir. Bu alan ceza hukuku ile de ilgili olabilir. Ceza hukukuyla ilgili bir sıkıntıyla karşı karşıya kalan insanlar genellikle panikler ve ne yapacaklarını bilemezler. Kendilerinin çaresiz olduğunu düşünürler. Bu durumda alanında uzman bir ceza avukatı ile görüşülmesi ve ondan yardım alınması tavsiye edilmektedir. Ceza avukatı ararken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri kişiler, ceza avukatı ile birebir görüşme sağlamalıdır. Bu görüşmeler genellikle avukatın kendi bürosunda gerçekleşmektedir. Görüşme neticesinde şahıslar, avukatın kendisine anlattığı bilgiler ışığında güven duyduğu bir avukatla anlaşmalıdır. Çünkü avukatlık esasen güven ilişkisine dayanmaktadır. Yani ceza avukatı ararken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, kişilerin avukatla yüz yüze görüşme sağlaması ve inandığı, güven duyduğu bir avukatla yola beraber devam etmesidir.
Türkiye’ de kural olarak her vatandaş ceza mahkemelerinde kendi savunmasını özgür bir şekilde ceza avukatı olmaksızın tek başına yapabilmektedir. Ancak bu durumun istisnaları bulunmaktadır. 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu, belirli durumlarda müdafi tayinini zorunlu tutmuştur. Örneğin alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada kişinin istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilmesi zorunludur. Bu suça örnek olarak nitelikli cinsel saldırı suçunu verebiliriz. Bu suç isnadıyla karşı karşıya kalan kişiler, baronun görevlendireceği bir ceza avukatı veya kendi tutacağı özel müdafi ile birlikte hareket etmek zorundadırlar. Özel müdafinin gelmesi ve dosyaya vekâlet sunmasıyla birlikte barodan atanan ceza avukatının görevi sona ermektedir.
Ceza avukatları, müvekkillerine ceza davasıyla ilgili asla kesin taahhütlerde bulunmamalıdır. Çünkü bir avukat, ceza davasıyla ilgili her ne kadar öngörüde ve çıkarımda bulunsa da yargılamanın ileriki aşamalarında hangi delillerle karşılaşacağını ve nasıl bir tanık beyanı ile karşı karşıya geleceğini bilemez. Ceza avukatları, hukuki olaylara objektif ve gerçekçi bir biçimde yaklaşmalı ve müvekkilini boş yere ümitlendirmemelidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda hangi fiil ve eylemlerin suç sayıldığı açıkça belirtilmiş olup; belirtilen suç fiilleri gerçekleşmiş ise elbette bu durumun ceza hukukunda bir yaptırımı olacaktır. Netice itibariyle ceza avukatlarının her davada beraat ettirmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak ceza avukatı, müvekkilinin haklarını mahkemeler önünde sonuna kadar korur, gözetir ve onun en az ceza alması veya hiç ceza almaması için gerekli bütün çalışmayı hukuki olarak yürütür.
Ceza avukatlarının esasen ne iş yaptığı merak edilen bir durumdur. Ceza avukatları müvekkillerinin ceza hukukuyla ilgili olarak karşılaşmış olduğu problemleri çözmek için çalışma yürütürler. Bu kapsamda ceza avukatları;
Yukarıda belirtilen çalışmalar, ceza avukatlarının sıklıkla yürüttüğü faaliyetlerdir.
5235 sayılı kanunun 12. maddesi uyarınca; kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere Türk Ceza Kanununda yer alan:
Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının:
Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332. maddeler hariç)
Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur.
5235 sayılı kanunun 11. maddesi uyarınca; kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Kanunlar özellikle bir mahkemeyi görevli kılmış ise yargılama o mahkemede görülmektedir. 10 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren davalar ve işler Asliye Ceza Mahkemesinde görülmektedir. Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen ceza davalarından bir kısmı şöyledir:
5235 sayılı kanun uyarınca; kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla Sulh Ceza Hâkimliği kurulmuştur. Ceza Avukatları, Sulh Ceza Hakimliğindeki işleri de müvekkili adına yürütebilir. Sulh Ceza Hâkimliği, diğer adıyla Sulh Ceza Mahkemeleri başlıca olarak aşağıda belirtilen işleri yürütür:
Avukatlar, vekâletname bulunmasa da ceza dava dosyalarını inceleyebilirler. Ancak ilgili dosyada gizlilik kararı bulunuyor ise bu durumda avukatın dosya inceleme talebi reddedilir. Yani vekâletname bulunsa dahi gizlilik kararı bulunan dosyaları inceleyebilmek mümkün değildir. Ceza avukatları soruşturma aşamasında vekâletname olmaksızın dosyayı takip edebilirken, kovuşturma aşamasında ise vekâletname ibrazı zorunludur. Ceza avukatları, vekâletname olmadan ceza dava dosyasından fotokopi alamazlar. Bu sebeple ceza davasında avukatın dosyayı sağlıklı bir şekilde takip edebilmesi için vekâletname olmazsa olmazdır.
Günümüzde vekâletnameler, herhangi bir noterden çıkarılabilir. Bu işlem sırasında noterler, vatandaşlardan kendi kimlikleri ile vekâlet vereceği ağır ceza avukatının bilgilerini isterler. Ancak tutuklu şahısların özgürlüklerinin kısıtlı olması sebebiyle, notere şahsen gidebilmeleri mümkün değildir. Bu sebeple tutuklu kişilerin yakınları, cezaevinin yakınında bulunan noterlerle anlaşma sağlamalıdır. Bu anlaşma neticesinde noterler, tutuklu bulunan şahsın yanına giderek ceza evinde görüşme sağlar ve vekâletname çıkarma işlemini cezaevinde gerçekleştirirler. Ağır ceza avukatları veya şahsın yakınları daha sonra noterin yanına giderek çıkarılan vekâleti elden alabilirler.
Ceza avukatı arayan insanlar genellikle en iyi ceza avukatı veya en iyi ağır ceza avukatı bulma arayışı içerisinde olurlar. Bu arayış sürecinde şahıslar genellikle tavsiye üzerine ceza avukatına giderler. İstanbul’ da ceza avukatı ve ağır ceza avukatı sayısı bir hayli fazla olup; bu sebeple ceza avukatı tavsiyesi insanlar için önemli bir ölçüdür. Şahıslar, her ne kadar tavsiye üzerine ağır ceza avukatına gitseler de esasen güvendikleri ve olumlu kanaat getirdikleri tecrübeli bir ceza avukatıyla yoluna devam etmektedir. Ceza avukatı arıyorum, İstanbul’ da hangi semte gitmeliyim diye tereddüt yaşıyorsanız şunu açıkça söyleyebiliriz ki İstanbul’ un her semtinde ceza hukukuyla ilgilenen birçok avukat bulunmaktadır.
Bireylerin karşılaştıkları ceza davalarında ceza avukatları ile çalışma yürütmeleri son derece önemlidir. Hukuk sistemi, usul kurallarıyla yakından ilişkili olup; kişilerin usul yönünden hata yapmaları hak kaybına sebebiyet vermektedir. Örneğin ceza yargılaması sonucunda ceza alan bir kişinin 7 günlük yasal süre içerisinde kararı istinaf etmemesi ve süreyi kaçırması halinde, geri dönüşü olmayan bir yola girilmektedir. Bu durum sadece basit bir örnek olup; bunun gibi pek çok hak kaybına sebebiyet veren durumlar söz konusu olabilir. Ceza avukatı, müvekkillerinin savunmalarını doğru bir şekilde yapmaları için destek sağlar ve hak kayıplarının önüne geçmek için çalışmasını yürütür. Bu sebeple ceza avukatı ile çalışmak önemlidir.
Ceza avukatı ücretleri davadan davaya ve işin niteliğine göre farklılık arz etmektedir. Ceza yargılamasında avukatın takip edeceği davanın hangi aşamada olduğu, suç vasfı ve niteliği, dosyadaki taraf sayısı gibi durumlar ceza avukatı ücretinin belirlenmesinde rol oynamaktadır. Örneğin ceza mahkemesinde ceza almış ve kararı istinaf edilecek bir kişi ile daha henüz soruşturma aşamasında olan bir kişiye teklif edilecek avukatlık ücreti aynı olmamaktadır. Ayrıca sanığın serbest veya tutuklu olup olmaması durumu da ceza avukatı ücretini belirleyen kriterler arasındadır. Çünkü tutuklu bir şahısla avukatın ayrıca ceza evinde görüşme sağlaması avukat için ekstra bir mesai ve emek gerektirir. Ceza avukatı ücretleri hususunda üst limit için kesin bir miktar belirlenemezken; alt limit için değerlendirme yapmak mümkündür; çünkü ceza avukatı ücretleri belirlenirken baronun asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurulmalı ve ücret, asgari ücret tarifesinin altında olmamalıdır. Açıklanan sebeplerle ceza avukatı ücretleri hususunda avukat ile birebir görüşme sağlanması ve ücretin avukata sorulması daha sağlıklıdır.
Günümüzde bütün avukatlar, meslek ahlâkı ve ilkesi gereği üstlenmiş olduğu bütün işleri iyi şekilde yürütmekle mükelleftir. Bu yükümlülük hangi hukuki alanda çalışma yürütülecek olursa olsun avukat için farklılık göstermemektedir. İnsanlar genellikle İstanbul’ da en iyi ceza avukatı bulma arayışı ve hatta Türkiye’ de en iyi ceza avukatı bulma arayışı içerisine girmektedirler. Fakat en iyi ceza avukatı gibi bir kavram veya tanımlama esasen avukatlık için doğru değildir. Her avukat almış olduğu ve takip ettiği işe emek vermeli ve bu alanda titiz bir çalışma yürütmelidir. Ceza davasında avukatlık görevi yapabilmenin temel koşulu genellikle avukatlık sözleşmesinden geçmektedir. Ceza avukatları, müvekkili ile iş takibi konusunda anlaştıktan sonra avukat dosyayı takip etmektedir. Bu kapsamda da insanlar genellikle güvendikleri ve inandıkları ceza avukatına işi vermektedirler. Kaldı ki en iyi ceza avukatı kavramı kişiden kişiye göre de değişkenlik göstermektedir. Aynı avukat için kimi müvekkil en iyi ceza avukatı tanımlaması yaparken diğer bir kişi bu tanımlamayı başka bir avukat için de yapabilir.
Ceza Muhakemeleri Kanunu Madde 149 uyarınca şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafinin yardımından yararlanabilir; kanuni temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir. Kanun hükmünde açıkça belirtildiği üzere ceza davasının takibi için birden fazla ceza avukatı ile temsil edilebilmek mümkündür. Ancak bazı hallerde ceza avukatı sayısında kısıtlama da bulunmaktadır. Soruşturma aşamasında ifade almada en çok üç ceza avukatı hazır bulunabilir. Yine örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından yürütülen kovuşturmalarda, duruşmada en çok üç ceza avukatı bulunabilir. Soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında ceza avukatının şüpheli ve sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.
Ceza avukatları, genellikle Asliye Ceza Mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemelerinin görev konusuna giren davalara ve işlere bakmaktadırlar. Bu kapsamda kişiler en çok Türk Ceza Kanununda yer alan suç tipleri ile karşılaşmaktadırlar. Ceza avukatları, kişilerin karşılaşmış oldukları bu suç tipleri ile ilgili olarak onlara hukuken destek sağlamakta ve yardımcı olmaktadırlar. Bu kapsamda ceza avukatlarının en çok baktığı ve karşılaştığı suç tipleri şunlardır:
Yukarıda belirtilen suç tipleri dışında yasal mevzuatta başkaca suçlarda mevcut olup; ceza avukatları diğer suçlarda da müvekkillerine hukuki destek sağlamaktadır.
Soruşturma evresi; kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade etmektedir. Ceza avukatları soruşturma evresinde müvekkilinin lehine karar verilmesi için onu temsil edebilir. Eğer müvekkil şüpheli sıfatında ise soruşturmayı yürüten savcılık makamından takipsizlik kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi avukat tarafından talep edilebilir. Müvekkil müşteki sıfatında ise ve şikâyet devam ediyorsa şüphelinin ilgili suç maddelerinden cezalandırılması için kamu davasının açılması talep edilir. Ceza avukatının soruşturma aşamasındaki rolü büyük önem arz eder. Bu aşamada tarafların vermiş olduğu ifadeler ve sunmuş olduğu deliller yargılamanın zeminini oluşturmaktadır. Kovuşturma evresi; iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade eder. İddianamenin kabulüyle birlikte mahkeme duruşma gününü belirler ve duruşma günü taraflara mahkeme tarafından tebliğ edilir. Suçtan zarar gören mağdur, açılan davada kendisine tanınan hak ve yetkilere sahip olmak için mahkemeden katılma talebinde bulunabilir. Gerek sanıklar gerekse suçtan zarar gören mağdurlar kovuşturma evresinde de kendisini ceza avukatı ile temsil ettirebilir. Avukat, ceza mahkemesinde temsil ettiği müvekkilinin tüm hak ve menfaatlerini gözetir. Müvekkil sanık sıfatında ise mahkemeden sanık lehine beraat kararı verilmesi talep edilir. Müvekkil, müşteki sıfatında ise suç eylemini icra eden failin ilgili sevk maddelerinden cezalandırılması talep edilir. Tarafların kendilerini mahkeme huzurunda en iyi şekilde ifade edebilmeleri ve süreç hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmaları için uzman bir ceza avukatından destek almaları her zaman tavsiye edilmektedir.
Ceza davalarının süresi için kesin bir tarih belirtmek mümkün değildir; çünkü her ceza dosyası farklı özellikler gösterir. Dosyadaki sanık sayısı, mağdur sayısı, delil durumu, mahkemenin iş yoğunluğu, dosyada tutuklu bulunup bulunmaması gibi durumlar ceza yargılamasının süresi yönünden önemli etkenlerdir. Anayasamızın 141. Maddesi uyarınca davaların mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir. Yargıda hedef süre uygulamasına geçilmiş olup; Ağır Ceza Mahkemesi ve Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaların genel olarak 300 gün ile 390 gün arasında sonuçlandırılması hedeflenmektedir. Soruşturma, Kovuşturma veya Yargılama Hedef Sürelerinin Belirlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca hedef süresi belirlenecek soruşturma, kovuşturma veya yargılama türleri ile bunlara ilişkin hedef süreler, kurulun görüşü alınarak bakanlıkça belirlenir. Hedef sürelere uyumun ölçümlenmesi; soruşturma işlemlerinde suç şüphesinin yetkili mercilerce öğrenildiği, ceza mahkemelerinde iddianamenin kabul edildiği tarihte başlar. Cumhuriyet başsavcılıklarında kayıt numarası alan soruşturma dosyalarında, ilgilinin bizzat sözlü veya yazılı müracaatı halinde hedef süreyi içeren belge soruşturma bürosunca verilir. Ceza mahkemelerinde, sanık müdafi veya kanuni temsilcisine iddianame ekinde hedef süreyi içeren belge gönderilir; şikâyetçi, mağdur, suçtan zarar gören, malen sorumlu veya vekiline ise duruşma gününü bildiren çağrı kâğıdıyla gönderilir. Ceza avukatı, belirlenen bu hedef süre hususunda müvekkilini aydınlatır.
Pek çok insan polis merkezinden, savcılıktan veya mahkemeden çağırıldığında korkar ve panikler; çünkü hiç kimse özgürlüğünün kısıtlanmasını istemeyeceği gibi belli bir yaptırıma tabi kılınmak da istemez. Ceza avukatının rolü bu durumlarda önemlidir. Çünkü ceza avukatı, öncelikle konuya açıklık getirip; müvekkilinin karşılaştığı süreç hakkında bilgi sahibi olmasını sağlar. Ceza avukatları, müvekkilinin yerine ifade veremez; ancak ifade sırasında onun yanında hazır bulunabilir. Bu durum, ifadenin özgürce ve hiçbir baskı altında olmaksızın verilmesi açısından önemlidir. Ceza avukatı, ifade verildikten sonra müvekkili adına savunma yapabilir ve onun haklarını koruyup gözetir.
İstanbul’ da hizmet veren ve bürosu İstanbul ilinde yer alan bir ceza avukatının başka bir ildeki ceza davasını takip etmesinde hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Bu durum yol veya mesafe uzaklığı sebebiyle avukatın daha fazla mesai yapmasına sebebiyet verir. Avukatlar ücret sözleşmelerini yaparken, bu durumu da göz önünde bulundurup; müvekkilden gerekli yol ve konaklama masraflarını da talep ederler. Sonuç olarak İstanbul’ da ikamet eden bir ceza avukatı, farklı illerden ceza dosyaları alabilir ve davayı takip edebilir.
Günümüzde avukat sayısının fazla olması, ceza avukatı arayışı içerisinde olan insanlar için kafa karışıklığı oluşturmaktadır. Ceza davaları olan kişiler birçok avukatın bürosuna gidip; avukatla görüşürler ve davası konusunda kendisine yardımcı olup; olamayacağını avukata sorarlar. Bu noktada kuşkusuz herkes işini iyi yapan, tecrübeli ve uzman ceza avukatı aramaktadır. Avukat ile müvekkil arasındaki ilişkide güven çok önemli bir faktör olup; bu anlamda genellikle bireyler en çok güvendiği ve inandığı ceza avukatı ile çalışma yürütürler.
5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 237. Maddesi uyarınca; mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler. Yine devamında belirtilen kanun maddesine göre; katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir. Ceza avukatı; temsil ettiği mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler lehine olarak davaya katılma talebinde bulunabilir.
Ceza Mahkemelerinde yargılanan bir kişinin yargılama sonucunda mahkemece suçlu bulunması ve hükmün kesinleşmesi ile birlikte mahkeme kararında belirtilen yaptırımlar uygulanır. Bu yaptırımlar genellikle hapis cezası veya para cezası olmaktadır. Mahkeme ayrıca kanuna uygun olarak başkaca cezalar da öngörülebilir. Süreç hakkında detaylıca bilgi sahibi olmak isteyen kişilerin ceza avukatından danışmanlık hizmeti almaları tavsiye edilmektedir.
Ceza avukatı ile anlaşma hususunda anlaşmanın içeriği ve mahiyeti önemlidir; çünkü sadece tek seferlik bir iş için avukatla anlaşma yapılabileceği gibi ilgili sürecin tamamı için yapılmış bir anlaşma da söz konusu olabilir. Soruşturma ve kovuşturma aşamasının tamamının takip edilmesine ilişkin ceza avukatı ile anlaşma yapılmış ise; ceza avukatı dosya kapsamındaki müvekkili lehine olan bütün itirazları yasal süresi içerisinde yapar, duruşmaları takip eder, aleyhe kararlar açısından istinaf veya temyiz yolu açık ise hükmü istinaf veya temyiz eder. Kısacası müvekkilinin haklarını korumak için görevi gereği tüm işlemleri yerine getirir. Hükmün kesinleşmesi ile birlikte ceza avukatının görevi sona erer. |