Cinsel Saldırı Suçu (TCK Madde 102)

     CİNSEL SALDIRI SUÇU VE CEZASI NEDİR?

Cinsel saldırı suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Altıncı Bölümünde, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığının hemen altında 102. madde de yer almaktadır. Bir toplumda cinsel özgürlükten söz edilebilmesinin temel koşullarından biri de bu özgürlüğün hukuk kuralları ve kanunlar tarafından korunması ve güvence altına alınmasıdır. Türk Ceza Kanunumuzda bu haklar gözetilip güvence altına alınmıştır. Cinsel özgürlük, hukukun veya örf ve âdetin çizmiş olduğu sınırlar içerisinde cinsel olarak kişinin kendi bedeni ve vücudu üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesidir.

Cinsel saldırı suçunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikli olarak kanun maddesinin tamamını aşağıda belirtiyoruz:

TCK 102. MADDE

Cinsel saldırı 

1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

(3) Suçun;

a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,

d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.


1- CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN FAİLİ KİMDİR?

Fail, kelime anlamı olarak bir eylemi gerçekleştiren kişiye denir. Cinsel saldırı suçunun faili kadın olabileceği gibi erkekte olabilir.

2- CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN MAĞDURU KİMDİR?

Mağdur, kelime anlamı olarak haksızlığa uğramış kimsedir. Cinsel saldırı suçunun mağduru yaşayan kadın veya erkek olabilir. Cinsel saldırı suçunda fail ile mağdurun aynı cinsiyette olması şartı bulunmamaktadır. Mağdurun yaşıyor olması bu suçun oluşabilmesi için önem arz etmektedir. Ölülere karşı bu suçun işlenebilmesi hukuken mümkün değildir. Bu eylemin ölü bir kimseye karşı gerçekleştirilmesi durumunda cinsel saldırı suçu değil, TCK 130’ da yer alan “kişinin hatırasına hakaret” suçu oluşur. Bu eylemin hayvanlara karşı işlenmesi durumunda da cinsel saldırı suçu söz konusu olmaz. Bu durumda ise Hayvanları Koruma Kanununun 14/j maddesine aykırılık söz konusu olur. Mağdurun medeni halinin ne olduğu önem arz etmemektedir. Bunun yanında cinsel saldırı suçunda mağdurun yaşı büyük önem arz etmektedir. Çünkü mağdur 18 yaşından küçük ise TCK 102’ de düzenlenen “cinsel saldırı suçu” değil; TCK 103’ de düzenlenen “çocukların cinsel istismarı” suçu söz konusu olur. 

3- CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA SUÇUN UNSURLA NELERDİR?

Cinsel saldırı suçunun unsurları maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

a) Suçun Maddi Unsuru:

Cinsel saldırı suçunda, vücuda organ veya sair bir cisim sokulmadan mağdurun vücut dokunulmazlığı ihlal edildiğinde cinsel saldırı suçunun basit hali; vücuda organ veya sair cisim sokularak mağdurun vücut dokunulmazlığı ihlal edilirse de cinsel saldırı suçunun nitelikli hali söz konusu olur. Suçun basit hali 102/1’ de nitelikli hali ise TCK 102/2 ve devamında belirtilmiştir. Cinsel saldırı suçunun basit halinin gerçekleşebilmesi için sadece cinsel davranış ve hareket başlı başına yeterli olmayıp; bunun yanında mağdurun vücut dokunulmazlığının ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Yani vücut teması, bu suçun oluşması için gerekmektedir. Mağdurun çıplak olması veya giyinik vaziyette olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Cinsel davranış ve hareketin cinsel arzuları tatmin etme amacıyla işlenmesi gerekir. Cinsel saldırı suçunun nitelikli halinden söz edilebilmesi için kanunda da belirtildiği üzere mağdurun vücuduna organ veya sair cisim sokulması gereklidir. Kanunda mağdurun vücudunun hangi bölgesi olduğu açıkça belirtilmemiş olup; bu maddeden vajinal, anal ve oral yoldan organ veya sair cisim sokulması anlaşılmalıdır. Burun deliği gibi bölgeler bu kapsamda değerlendirilmemiştir. Failin eylemi sırasında mağdurun acı çekip çekmemesi bir önem arz etmemektedir.  TCK madde 102’ de her ne kadar “cinsel saldırı” isimli suç tipinden söz edilmiş olsa da, kanunda “saldırı” kelimesine ayrıca yer verilmemiştir. Saldırı kelimesi kısaca hukuka aykırılığı, mağdurun isteği dışında gerçekleşen bir eylemi; cebir, tehdit ve hileyi ifade eder.

Cebir; mağdurun el ve ayaklarının tutulması, bağlanması vb. eylemleri ifade eder. Cebir, mağdurun direncini kıran bir eylem olarak ifade edilir.

Tehdit; mağdurun söz konusu eyleme rıza gösterilmemesi durumunda mağdurun ileride bir zarar göreceği hususunda korkutulması ve iradesinin sakatlanmasıdır. Örneğin failin, eylemi gerçekleştirebilmek için mağdura yönelik olarak “zorluk çıkarırsan babanı öldürürüm” yönündeki beyanı tehdit olarak değerlendirilir.

Hile; mağdurun ilaç içilerek bayıltılması, failin kendisini doktor olarak tanıtıp cinsel duygularını tatmin edilmesi amacıyla mağduru fiziki olarak muayene etmesi vb. gibi durumlarda söz konusu olur. Kısaca mağdurdan saklanarak gerçekleştirilen her türlü aldatıcı eyleme ve harekete hile denir.

Cinsel Saldırı Suçunun “Sarkıntılık” Düzeyinde İşlenmesi Nedir?

Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde işlenmesi durumunda kanun koyucu bu durum için daha az cezayı öngörmüştür. Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde işlenmesi için failin, mağdura yönelik olarak eylemini anlık olarak yani kesintili ve süreklilik arz etmeyen şekilde gerçekleştirmesi gerekir. Örneğin mağdurun yanağından öpmek, mağdurun kalçasına dokunmak, mağdurun göğüslerine dokunmak bu kapsamda değerlendirilir. Ancak birini dostluk göstergesi ve nezaket kuralları gereği, cinsel duyguları tatmin etme amacı olmaksızın yanaklarından öpmek cinsel saldırı suçunu oluşturmaz.

Cinsel Saldırı Suçunda “Organ” Neyi İfade Etmektedir?

Cinsel saldırı suçunda kanunda belirtilen “organ” kelimesi sadece erkeklik organı olan penisi değil, aynı zamanda vücut boşluğuna girebilecek başkaca bölgeleri de kapsamaktadır. Örneğin failin eylemi gerçekleştirirken cinsel organı dışında sadece parmağını kullanması durumunda bu kapsamda eylem yine organ sokma olarak değerlendirilir.

Cinsel Saldırı Suçunda “Sair Cisim” Neyi İfade Etmektedir?

Kanunda vücuda sair cisim sokulması ifadesi yer almakta olup; sair cisimden “kalem, şişe, kablo vb. gibi cisimler anlaşılmalıdır. Eylemin benzeri cisimlerin vücuda sokulması suretiyle işlenmesi durumunda da yine suçun nitelikli hali söz konusu olur. 

b) Suçun Manevi Unsuru:

Cinsel saldırı suçu sadece kasten işlenebilen bir suç olup; suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Kast, kanunun suç olarak kabul ettiği bir fiilin ve onu meydana getirecek hareketin neticesini bilerek ve isteyerek işleme iradesidir. Eylem doğrudan kast ile işlenebileceği gibi olası kast ile de işlenebilir.

4- CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN HUKUKA AYKIRILIK UNSURU NEDİR?

Mağdurun rızası suçun basit halinde hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir nedendir. Ancak organ veya sair cisim sokulması durumunda mağdurun eyleme rıza göstermesi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Rıza açık bir şekilde ifade edilebileceği gibi örtülü bir şekilde de verilebilir edilebilir.  Hukuka aykırılığı kaldıran rızadan söz edilebilmesi için rızanın eylemden önce verilmesi gerekmektedir. Fail, eylemini gerçekleştirirken cebir, tehdit veya hileye başvurur ise bu durumda rızadan söz edilmesi de mümkün olmaz. Cinsel saldırı suçunda diğer bazı suçlarda olduğu gibi “meşru savunma” ve “zorunluluk hali” gibi bir durum söz konusu olmayacağı için bu durumların ileri sürülmesi mümkün değildir.

5- CİNSEL SALDIRI SUÇUNA TEŞEBBÜS MÜMKÜN MÜDÜR? 

Teşebbüs, ceza hukukunda kelime anlamı olarak failin suç işlemek üzere icra hareketlerine başlamış olması karşısında elinde olmayan sebeplerle arzu ettiği sonucu gerçekleştirememesidir. Cinsel saldırı suçunda, icra hareketleri belli kısımlara bölünebileceği için suçun basit ve nitelikli haline teşebbüs mümkündür. Cinsel saldırı suçunun en temel öğesi failin cinsel içgüdü ile mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal edilmesi olup; suç bu davranışın gerçekleşmesi ile birlikte tamamlanır. Bunun için failin, eylem sırasında haz duyup duymamasının bir önemi yoktur.

Suçun basit(temel) ve nitelikli haline teşebbüse örnek vermek gerekirse; failin cinsel iktidarsızlık sebebiyle mağdura cinsel organını sokamaması durumunda cinsel saldırı suçunun nitelikli haline teşebbüs söz konusu olur. Failin, mağdura cinsel saldırıda bulunmak amacıyla soyunduğu sırada mağdurun kaçması ve failin elinden kurtulması durumunda cinsel saldırı suçunun basit haline teşebbüs söz konusu olur.

6- CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA GÖNÜLLÜ VAZGEÇME

Cinsel saldırı suçunun nitelikli halinde gönüllü vazgeçme mümkün olmaktadır. TCK 36. Madde uyarınca fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, fail teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz. Ancak tamamlanan eylemin bu suç oluşturduğu hallerde, fail sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.  Cinsel saldırı suçunda gönüllü vazgeçmeye örnek vermek gerekirse; failin mağdura cinsel saldırıda bulunmak için kendi kıyafetlerini çıkardığı esnada mağdurun yalvarması ve bunun üzerine failin mağdura üzülüp daha eylemine başlamadan vazgeçmesi durumunda gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümler uygulanır.

7- CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA İÇTİMA

Failin, cinsel saldırı suçu dışında başkaca suçları da işlemesi halinde gerçek içtima uygulanır. Fail hem cinsel saldırı suçundan hem de diğer suçlardan dolayı cezalandırılır. Ancak cinsel saldırı suçunda “cebir” ve “tehdit” suçlarına araç olarak başvurulduğu için bileşik suç söz konusu olup; faile ayrıca cebir veya tehditten dolayı ceza verilmez. Cebir, mağdurun direncini kırmak için başvurulan bir yol olup; bu sınırın ve ölçünün aşılması durumunda faile ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı ceza verilmektedir. Örneğin fail, mağduru bıçakladıktan sonra veya kafatasını kırdıktan sonra mağdura cinsel saldırıda bulunursa bu durumda fail ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı da ceza alır. Bunun dışında fail eylemi gerçekleştirirken mağdurun konutunu ihlal etmiş ise TCK 116 “konut dokunulmazlığının ihlali” suçundan dolayı da ayrıca cezalandırılır. Fail, cinsel saldırıda bulunurken mağdurun özgürlüğünü yoksun bırakır ise ayrıca TCK 109 “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan dolayı da cezalandırılır.

Cinsel saldırı suçunda fail eylemin icrası kapsamında bir mağdura farklı zamanlarda birden fazla cinsel saldırı eylemini gerçekleştirir ise bu durumda TCK m. 43 “zincirleme suç” hükümleri uygulanır. Zincirleme suç, kanunda; bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi olarak tanımlanmıştır. Örneğin fail, aynı mağdura karşı değişik günlerde cinsel saldırıda bulunuyor ise bu durumda zincirleme suç hükümleri uygulanır.  Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için eylemin aynı kişiye karşı işlenmiş olması önemlidir. Fiilin başkaca kişilere karşı işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.         

8- CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA İŞTİRAK 

Mağdura karşı cinsel saldırı eylemini gerçekleştiren birden fazla kişi söz konusu olur ise, bu eylemi gerçekleştiren bütün kişiler birlikte fail olarak kabul edilirler ve her bir fail bu suçtan ayrı ayrı cezalandırılır. 

9- CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR?

a) Suçun Vücuda Organ veya Sair Cisim Sokulmak Suretiyle İşlenmesi (TCK 102/2)

Yukarıda kanunda da belirtildiği üzere failin, cinsel saldırı suçunda mağdurun vücuduna organ veya sair bir cisim sokması durumunda verilecek ceza suçun temel haline nazaran daha ağırdır. Vücuda girmeyecek kadar büyük sair cisimlerin zorla mağdurun vücuduna sokulmaya çalışılması durumunda nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs söz konusu olur. Organın veya sair cismin; vajinal, anal ve oral yoldan sokulması durumunda nitelikli cinsel saldırı suçu söz konusu olur. Cinsel saldırı suçunun eşe karşı işlenmesi de mümkün olup; bu durumda soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

b) Cezanın Ağırlaştırılmasını Gerektiren Diğer Haller (TCK 103/3)

- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi:

Mağdurun çok yaşlı olması, akıl sağlığının yerinde olmaması, fiziki olarak çok güçsüz olması vb. gibi durumlar cinsel saldırı suçunda failin eylemini kolaylaştırdığı için bu durumlar suçun ağırlaştırılmış hali olarak kabul edilmiştir. Örneğin failin, felçli olan ve ayakları tutmayan bir mağdura cinsel saldırı eyleminde bulunması durumunda faile verilecek ceza bu madde uyarınca arttırılır.  

- Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi:

Kamu görevlisi, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli ve süreli veya geçici olarak katılan kişiyi ifade etmektedir. Kamu görevlisi olmak, bu suçun nitelikli halinin oluşabilmesi için başlı başına yeterli olmayıp; aynı zamanda kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması da gereklidir. Yani failin kamu görevi nedeniyle mağdur üzerinde egemenlik kurabilecek durumda olması şartı aranır. Örnek bir komutanın astına karşı gerçekleştirdiği cinsel saldırı, amir konumundaki kişinin memuruna karşı gerçekleştirdiği cinsel saldırı, suçun belirtilen kanun maddesi uyarınca ağırlaştırılmasını gerektirir.

Vesayet, henüz reşit olmamış küçüklerin veya kanuni hakları kısıtlanmış olan kısıtlıların, haklarının korunmasını ve hukuken temsil edilmesidir. Failin bu vesayet yetkisini kullanarak mağdura karşı cinsel saldırı eylemini gerçekleştirmesi durumunda verilecek ceza belirtilen kanun uyarınca arttırılır.

Hizmet ilişkisinden öncelikli olarak hizmet sözleşmesi bulunması ve failin hiyerarşik olarak mağdurdan üstün konumda olması gerekmektedir.  Örneğin bir patronun, işyerinde çalışan işçisine karşı gerçekleştirmiş olduğu cinsel saldırı eylemi bu kapsamda değerlendirilir.

- Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından işlenmesi

Kayın hısımlığı bir kişinin evlenmesiyle oluşan hısımlıktır. Örneğin failin eşinin annesi, kardeşi kayın hısımı sayılır. Kan hısımlığı ise ortak soydan gelen kişiler arasında kurulan bağı ifade eder. Failin annesi, çocukları 1. dereceden; kardeşleri 2. dereceden hala, 3. dereceden kan hısımı sayılır. Soy bağının evlat edinme yoluyla da kurulması mümkün olup; bu bağlamda cinsel saldırı eyleminin üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından işlenmesi durumlarında verilecek ceza belirtilen kanun maddesi uyarınca artırılır.

- Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi: 

Cinsel saldırı eyleminin silahla veya birden fazla kişi tarafından işlenmesi durumlarda suçun gerçekleştirilmesi failler açısından daha kolay hale geleceği için belirtilen bu durumlar cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren bir hal olarak kanunda kabul edilmiştir. Silah kavramı TCK madde 6’ da tanımlanmış olup; bu tanıma göre; silah deyiminden;

1. Ateşli silahlar,

2. Patlayıcı maddeler,

3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,

4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,

5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,

Anlaşılmaktadır. Örnek verecek olursak; sopa, bıçak, ucu kırılmış cam şişe vb. cisimler silah olarak kabul edilebilir.

Cinsel saldırı fiili en az iki kişi tarafından işlenirse bu durum yine kanunda ağırlaştırılmış hal olarak kabul edilmiştir.

İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi:

İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğu bulunduğu ortamlara, şahıslar kendilerini daha güvende hissetmeleri ve tedbir alma gereği duymadıkları için belirtilen bu durumda kanunumuz cezanın ağırlaştırılmasını öngörmüştür. Örneğin cezaevindeki bir tutukluya veya mahkûma karşı gerçekleştirilen cinsel saldırı eylemi bu kapsamda değerlendirilir.

YARGITAY KARARLARI

NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA SANIĞIN SAVUNMASININ İSTİNABE SURETİYLE BAŞKA BİR MAHKEMECE ALINMASI; HUKUKA AYKIRI OLUP BOZMAYI GEREKTİRİR


“…Sanıkların üzerlerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nın 102/2. maddesinde öngörülen hapis cezasının alt sınırının beş yılın üzerinde olması nedeniyle mahkemece kurulan ilk hükümlerin temyiz incelemesinde aleyhe bozulduğu gözetilerek savunmalarının yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerekirken, Anayasanın 36. maddesinin birinci fıkrası, AİHS'nin 6. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ve CMK'nın 196. maddesine aykırı olarak Gölcük 1.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından istinabe suretiyle yapılan sorguları ile yetinilerek hükümler kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, esası incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” (14.Ceza Dairesi 2015/8963 E. ,2019/11669 K.)

BASİT CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURUN ŞİKÂYETİNDEN VAZGEÇMESİ HALİNDE MAHKEMECE DÜŞME KARARI VERİLMESİ GEREKİR

“…5237 sayılı TCK'nın 102/1. maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu ve kovuşturma evresinde sanıktan şikayetçi olup kamu davasına katılan ... vekilinin, mahkemece kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesinin ardından dosyaya sunduğu 21.03.2017 havale tarihli dilekçeyle şikayetinden vazgeçip sanığın da aynı günlü dilekçeyle şikayetten vazgeçmeyi zımnen kabul ettiği anlaşıldığından, vaki feragat nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA…” (14. Ceza Dairesi 2016/7137 E. , 2019/11634 K.)

MAĞDURUN, FAİLE KARŞI CİNSEL İFTİRA ATMASINI GEREKTİRECEK BİR NEDEN VEYA HUSUMET BULUNMAMASI, BUNUN YANINDA MAĞDURUN İSTİKRARLI VE SAMİMİ ANLATIMI SONUCUNDA FAİLİN CEZALANDIRILMASI GEREKİR 

“…Olay öncesinde tanışmayan ve sanıkla arasında iftira atmasını gerektirir bir neden veya husumet bulunmayan katılanın aşamalardaki istikrarlı ve samimi anlatımları ile beyanıyla uyumlu olup kendi ve sanık hakkında düzenlenen adli muayene raporlarının içerikleri, savunma, olayın ortaya çıkış şekli ve tüm dosya kapsamına göre suç tarihinde katılanın, merdivenlerden eve çıktığı sırada arkadan birinin hızlı şekilde çıktığını hissedip döndüğünde gördüğü sanığın, sol eliyle katılanın göğsünü sıkarak kendine doğru çektiği, birlikte 5-6 basamak aşağı yuvarlandıktan sonra katılanın bağırmasıyla paniğe kapılıp kaçmaya başlayan sanığın yardım çağrısı üzerine bina dışında olan tanıklar ...tarafından yakalandığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, üzerine atılı suçtan dolayı 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek 5237 sayılı TCK'nın 102/1. maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine hükmedilmesi…”, (14. Ceza Dairesi 2014/8866 E. ,2017/3765 K.)

CİNSEL SUÇLARDA MAĞDUR BEYANI SONUCUNDA SANIĞIN CEZALANDIRILMASI

“…Mağdurenin aşamalarda değişmeyen tutarlı anlatımları, tanık Vedat'ın, mağdurenin olay tarihinde sanığın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu söylediğine ve bu konuda yazılı ifade aldığına ilişkin beyanı, taraflar arasında mağdurun kendi iffetini ortaya koyacak şekilde sanığa iftira atmasını gerektirir bir husumetin bulunmaması ve tüm dosya içeriğinden, sanığın mağdurenin kalçasını eliyle sıkarak basit cinsel saldırı suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, TCK.nın 102/1. maddesi uyarınca mahkûmiyetine hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi…” (14. Ceza Dairesi 2012/8352 E. , 2014/7077 K.)

CİNSEL İFTİRA VE BERAAT YÖNÜNDE YARGITAY KARARI


“…Katılanın, kayınbabası olan sanık hakkındaki şikayetini, eşinin yanından ayrıldıktan bir ay kadar sonra eşinin kendisine boşanma davası açtığını öğrenmesi üzerine yaptığı, sanığın eylemlerini eşiyle cinsel ilişkiye girememeleri nedeniyle ilişkiyi nasıl yaşayacaklarını gösterme bahanesiyle gerçekleştirdiğini, esasen eşiyle de cinsel ilişki yaşayamadığını beyan etmesine rağmen nüfus kaydına göre şikayetinden yaklaşık sekiz ay sonra 12.09.2012 tarihinde eşi olan tanık İbrahim’den bir oğlunun olduğu, tanık İbrahim’in ifadesinde katılanla iki kez ilişkiye girdiklerini belirttiği, sanığın suçlamaları kabul etmeyip, katılanın düğünde takılan takılarla birlikte ailesinin yanına kaçması üzerine oğlu boşanma davası açtığı için kendisine iftira attığını bildirdiği ve olaya ilişkin görgüleri olmayan tanıklar ..., ... ile ....’nin beyanlarının da çelişkili olduğu nazara alındığında, katılanın soyut iddiası dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” (14. Ceza Dairesi 2016/5400 E. ,  2019/11851 K.)

RIZAYA DAYALI OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLEN CİNSEL İLİŞKİ SONRASI, MAĞDURUN SANIĞA CİNSEL İFTİRA ATMASI VE SANIĞIN BERAATİ

“…Olayın intikal şekli ve zamanı, sanığın baldızı olup hastalığının tedavisi için sık sık evine gelerek kalan ve aşırı obez olup birtakım kronik rahatsızlıkları bulunan mağdurenin, kollukta zorla gerçekleştirdiğini iddia ettiği cinsel saldırı eyleminin ardından sanığın kendisini banyoya götürerek yıkanmasına yardım ettiği ve sonrasında Kuran'a el bastırıp olayın aralarında kalması için yemin ettirdiği yönündeki anlatımının hayatın olağan akışına uygun düşmemesi, aşamalarda ayrıntı içermeyen, rızanın varlığı konusunda çelişkili ifadeleri, duruşmada ablası ile damadının zorlaması nedeniyle karakola giderek sanıktan şikayetçi olmak durumunda kaldığını belirterek şikayetinden vazgeçtiğini bildirmesi, ... Kadın Sağlığı Hastanesince düzenlenen 18.01.2014 tarih ve 58 sayılı raporu, savunma ile tüm dosya kapsamına göre, cinsel ilişkinin mağdurenin rızası hilafına gerçekleştiği hususunda sanığın cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” (14. Ceza Dairesi 2017/3071 E. , 2017/5721 K.)

CİNSEL SALDIRIYA TEŞEBBÜS VE YARGITAY KARARI

“…Diğer yandan somut olayda sanığın pantolonunu indirdiği mağdureyi kendiliğinden bırakarak olay yerinden kaçarak uzaklaştığı kabul edilen olayda, TCK'nun 35/1. fıkrada tanımlanan bir teşebbüsten de söz edilemez. Bir suça teşebbüs için en önemli şart failin "elinde olmayan bir nedenin suçun tamamlanmasını" engellemesidir. Cinsel saldırı suçunda failin korkarak eylemine son verip kaçması elinde olmayan suçu önleyen nedenler değildir. Bunlar tersine failden kaynaklanan ve failin elinde olan nedenlerdir. Fail isterse kaçmayarak suçu tamamlayıp neticeyi elde edebilir. Bu gibi durumlarda failin daha ileri gitmeyip mağdura organ veya cisim sokmaması, elinde imkan olduğu halde suçu tamamlamaması lehine düşünmeyi ve değerlendirmeyi gerektirir. Fail, yalnızca cinsel saldırı ile yetinip devamını işlemediği suçtan, niyeti aleyhe yorumlanarak cezalandırılamaz.
Sonuç olarak basit cinsel saldırı (basit cinsel istismar dahil) suçunun nitelikli haline teşebbüsün kabul edilmesi, içinden çıkılmaz hukuki sorunlar doğurmaktadır. Kanunun sistematiği, suç tasnif sistemi, kanunun diğer maddeleriyle mantıki bütünlük ve tutarlılığı böyle bir yoruma imkan vermemektedir. Fail herhangi bir sebeple işleyemediği bir suçtan sorumlu tutulmamalı, suç yolunda ilerlediği ve o vakte kadar gerçekleştirdiği fiillerin meydana getirdiği tamamlanmış suçtan cezalandırılmalıdır. Failin içinde taşıdığı kötü niyeti zevahire göre aleyhine yorumlayarak cezalandırmak, kanunilik ilkesinin sınırlarını aşındırır. Bu görüş ve gerekçelerle sayın çoğunluğun organ sokarak cinsel saldırıya teşebbüs edildiğine dair düşüncesine iştirak etmiyoruz…” (14. Ceza Dairesi 2019/313 E. , 2019/10951 K.)

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURUN ORTA VE HAFİF DÜZEYDE ZEKÂ GERİLİĞİ BULUNMASI VE FAİLİN BUNU ANLAMAYACAK DURUMDA OLMASI, TCK 30/1 HATAYA DÜŞMESİ VE FAİLİN CİNSEL SALDIRIDA BERAAT ETMESİ

“…İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 08.02.2017 tarihli raporunda belirtildiği üzere kendisinde saptanan orta ve hafif derece sınırında zeka geriliği mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına mani olacak mahiyet ve derecede olan mağdurede mevcut zeka geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceği, ancak kendisini yakından tanıyanlarca ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılabileceği nazara alındığında, sanığın 5237 sayılı TCK'nın 30/1. maddesinde düzenlenen hata hükmünden yararlandırılarak ilk derece mahkemesince beraatine karar verilmesi gerekirken 5271 sayılı CMK'nın 230/1-b. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi…” (14. Ceza Dairesi 2019/2924 E. , 2019/10102 K.)

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA EŞGAL BİLGİLERİNİN VERİLMEMESİ VE BERAAT

“…Mağdurenin 18.12.2010 gecesi meydana gelen olayın akabinde kolluğa başvurup eylemi gerçekleştiren şahısla ilgili eşgal bilgisi vermemesi ve 17.01.2011 tarihinde başka bir cinsel saldırı olayı ile ilgili olarak polis memurlarınca yakalanan sanığın karıştığı benzer eylemlerden dolayı araştırma yapan memurlarca ulaşılıp teşhis için çağrıldığı polis merkezi amirliğinde ayrıntılı eşgal bilgisi vermeksizin diğer üç mağdureyle beraber gösterdiği sanık hakkında verdiği yetersiz bilgilerin kişisel özellikleriyle uyumsuz olması, sanığın inkara yönelik savunması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, atılı suçu işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi…” (14. Ceza Daires 2014/8271 E. , 2016/3726 K.)

BASİT CİNSEL SALDIRI SUÇU VE BERAAT YÖNÜNDE YARGITAY KARARI

“…Olay gecesi geç saatte sanığın alkollü vaziyette evine geldiği katılanın kapıyı açmaması üzerine mutfak penceresinden içeriye girip karısı olacağını söyleyerek üzerine saldırdığı ve katılanın alt pijaması ile kendi üzerini çıkarttıktan sonra katılanın kahve içerek konuşma teklifinde bulunması üzerine eylemini tamamlamasına engel harici neden olmaksızın onu kendiliğinden bıraktığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince sanığın eyleminin basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine yazılı şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten karar verilmesi karşısında anılan hükme ilişkin istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi…” (14. Ceza Dairesi 2019/4019 E. , 2019/11940 K.)

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA RIZA VE BERAAT

“…Müşteki ...'in olaydan hemen sonra kollukta verdiği 24/12/2013 tarihli ayrıntılı beyanında, sanık ... ile televizyon aracılığıyla tanıştıklarını ve bir süre telefonla görüşerek arkadaş olduklarını, olay günü saat 11.00 sıralarında yüzyüze görüşmek amacıyla müştekinin babasıyla yaşadığı eve geldiğini, oturup muhabbet ettiklerini, çay getirmek için mutfağa geçtiğini, mutfakta çay doldururken sanığın da peşinden gelerek kendisini dudağından öptüğünü, sonra birlikte odaya geçtiklerini, burada da göğsünü ellediğini, sanığa kendisinden elektrik almadığını belirterek kendisini bırakmasını istediğini söylediği, daha sonraki aşamada sanığın kendisine yönelik cinsel saldırı vasfında bir davranışının bulunduğuna ilişkin açıklamada bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın katılana yönelik iradesi haricinde cinsel saldırı oluşturan bir fiilinin bulunmadığı gözetilmeden, katılanın sonradan değiştirdiği beyanı esas alınarak, yasal unsurları oluşmayan cinsel saldırı suçundan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” (6. Ceza Dairesi 2016/5371 E. , 2019/2311 K.)

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURUN ÇELİŞKİLİ BEYANLARI VE BERAAT KARARI

“…Katılanın aşamalardaki çelişkili, eyleme ilişkin net ve açıklık içermeyen anlatımı, sanığın evindeki eşyalar ile banyoyu kullandığını beyan etmesi, olaydan sonra kısa süre içinde alınan sürüntü örneklerinde sanığa ait meni ya da sperm bulunmaması, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…”14. Ceza Dairesi 2018/9859 E. , 2019/9110 K.

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURUN DEĞİŞKEN BEYANLARI VE SANIĞIN BERAATİ

“…Katılanın aşamalarda değişen çelişkili ifadeleri, olayın intikal zamanı ve şekli tanık beyanları, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair katılanın soyut iddiası dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” 14. Ceza Dairesi 2015/8076 E. , 2019/9876 K.

OTOBÜSTE CİNSEL SALDIRI İDDİASI VE BERAAT KARARI

“…Suç tarihinde otobüste oldukları esnada sanık tarafından katılana yönelik basit cinsel saldırı eyleminde bulunulduğu iddiasıyla yapılan yargılamada, sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi, katılanın eylem sırasında sanığa herhangi bir şekilde tepki göstermemesi, kalabalık olduğu iddia edilen otobüste katılanın iddiasına ilişkin tanık bulunmaması, sıkışık ortamda gerçekleşen temasın katılan tarafından yanlış anlaşılma ihtimalinin bulunması, katılanın eylem sonunda sanığın boşalmış olabileceğini iddia etmesine rağmen otobüsten indiği sırada yakalanarak polis merkezi amirliğine götürülen sanıkla ilgili bu yönde yapılmış bir tespit bulunmaması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair katılanın yan delillerle desteklenmeyen soyut iddiası dışında cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” 14. Ceza Dairesi 2015/8724 E. , 2019/10531 K.

CİNSEL SALDIRI EYLEMİNİN SINIRLI SÜREYLE YAPILMIŞ OLMASI DURUMUNDA FAİLE AYRICA KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDAN CEZA VERİLMEZ

“…Mağdurenin aralarında gönül ilişkisi bulunan sanığın aracına rızasıyla binerek birlikte ıssız bir yere gittikleri, sanığın burada mağdureye yönelik cinsel saldırı eylemiyle sınırlı süreyle mağduru alıkoymasında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurlarının oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” 14. Ceza Dairesi 2018/5089 E. , 2018/5263 K.

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURLA SANIK ARASINDA HUSUMET BULUNMASI DURUMU

“…Sanığın aşamalardaki suçu inkara yönelik savunması, mağdurenin kendisine cinsel saldırıda bulunulduğunu belirtmesine rağmen uzun süre işe devam etmesi ve iddia ettiği eylemler sırasında sanıkla sözlenmesi, sanıktan aldığı paraların iadesinin istenilmesinden sonra şikayetçi olması, dosya içerisindeki fotoğraflar, mesaj kayıtları tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın, mağdureye yönelik basit cinsel saldırı suçunu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, beraati yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” 14. Ceza Dairesi 2014/12310 E. , 2017/5516 K.

MAĞDURUN HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI CİNSEL SALDIRI İDDİASI VE SANIĞIN BERAATİ

“…Katılanın aşamalardaki hayatın olağan akışına uygun düşmeyen beyanları İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 21.09.2012 günlü raporunda genital bölge de dahil olmak üzere katılanın vücudunda herhangi bir darp cebir izi bulunmadığının belirtilmesi, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…” (14. Ceza Dairesi  2015/9246 E. , 2019/11612 K.)

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURUN ŞİKAYETİ OLAYDAN ÇOK SONRA YAPMASI VE SANIĞIN BERAATİ

“…Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, sanığın gerçekleştirdiği iddia olunan eylemlerin yaklaşık üç yıl boyunca sürdüğü belirtilmesine rağmen bu sürede mağdure tarafından herhangi bir adli makama müracaatta bulunulmayıp başvurunun olayın üzerinden bir buçuk yıl geçtikten sonra sanığın boşanma aşamasında olan eşine haber verilerek gerçekleştirilmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın atılı suçları işlediğine yönelik mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi..." (14. Ceza Dairesi  2015/8442 E. , 2015/11403 K.)


CEZA AVUKATI – AĞIR CEZA AVUKATI – İSTANBUL AĞIR CEZA AVUKATI

İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Fatih Yaşar’ a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.