Müstehcenlik Suçu (TCK Madde 226)

MÜSTEHCENLİK SUÇU

Müstehcenlik suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun Üçüncü Kısım Topluma Karşı Suçlar Yedinci Bölüm Genel Ahlaka Karşı Suçlar başlığı altında madde 226’ da düzenlenmiştir. Kanun hükmü şöyledir:

TCK MADDE 226
Müstehcenlik  
Madde 226- 
(1) 
a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten, 
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten, 
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden, 
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren, 
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan, 
f) Bu ürünlerin reklamını yapan, Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. 
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

Müstehcenlik suçunun ceza hukuku anlamında kanun ile yaptırıma bağlanması sebeplerinden biri de uluslararası sözleşmelerden doğmaktadır. Müstehcenlik; Türk Dil Kurumunda açık saçık, edebe aykırı, yakışıksız müstehcenliği ise müstehcen olma durumu olarak tanımlamaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu; müstehcenliğin toplumdan topluma ve aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak değiştiğini, müstehcenlik olgusunun tespitinde, toplumun belli bir kesiminde kabul edilen değer yargılarının değil, toplum genelinin ve demokratik toplum düzenine ilişkin davranış kurallarının esas alınması gerektiğini belirtmiştir. 

SUÇLA KORUNMAK İSTENEN HUKUKİ YARAR

Türk Ceza Kanunumuzda müstehcenlik suçuna yer verilerek genel ahlak ve adabın bozulmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Yine çocukların ruhsal ve zihinsel yönden olumsuz etkilenmemesi, çocukların psikolojisinin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi amaçlanmıştır. Aynı zamanda yetişkinlerin de duygusal, ruhsal ve psikolojik olarak korunması amaçlanmıştır. Yine hayasızca hareketler suçunda olduğu gibi toplumun ar ve haya duyguları, genel ahlakı korunan hukuki yarar arasında yer almaktadır. 

SUÇUN FAİLİ 

Türk Ceza Kanuna göre fiili gerçekleştiren kişi fail olarak tanımlanmıştır. Müstehcenlik suçunun faili açısından kanunda özel bir düzenleme yapılmamış olup; bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Herkes tarafından işlenmesi mümkün olmayan, sadece belli bir sıfata sahip şahıslar tarafından işlenebilen suçlara özgü suç (mahsus) suçlar denilmektedir. Bu açıdan da değerlendirildiğinde müstehcenlik suçu özgü bir suç değildir.   

SUÇUN MAĞDURU

Mağdur kısaca suçtan zarar gören kişidir. Müstehcenlik suçu topluma karşı işlenen suçlar arasında yer almakta olup; bu sebeple suçun mağduru toplumdaki bireylerdir. Müstehcenlik suçunda çocukların mağdur olduğu hükümlerde mevcuttur. Çocuk, TCK madde 6’ ya göre henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişi olarak tanımlanmıştır. Çocuk Koruma Kanununa göre evlenerek reşit sayılan kişilerde bu suçun mağduru olabilir. 

SUÇUN MADDİ UNSURU 

1- TCK 226/1 uyarınca suçun maddi unsuru:  

Kanun maddesinden de açıkça görüldüğü üzere bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içerin ürünleri vermek ya da bunların içeriğini göstermek, okumak veya dinletmek suçun maddi unsuru arasındadır. Yine bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen göstermek, görünebilecek şekilde sergilemek, okumak, okutmak, söylemek, söyletmek kanunda suç olarak belirtilmiştir. Bu ürünleri içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz etmek; bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında satışa arz etmek satmak veya kiraya vermek; bu ürünleri sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak vermek veya dağıtmak; bu ürünlerin reklamını yapmak kanunda açıkça suç olarak belirtilmiştir. Bu suç, yapısı itibariyle seçimlik hareketli suçlardandır. 

2- TCK 226/2 uyarınca suçun maddi unsuru:  

Kanunun ikinci fıkrası uyarınca müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlamak veya yayınlanmasına aracılık etmek müstehcenlik suçunu oluşturmaktadır. 

3- TCK 226/3 uyarınca suçun maddi unsuru:  

Müstehcenlik suçunun üçüncü fıkrası uyarınca; müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişilerin kullanılması suç olarak düzenlenmiştir. Bü ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi de müstehcenlik suçundan cezalandırılır. 

4- TCK 226/4 uyarınca suçun maddi unsuru:  

Müstehcenlik suçunun dördüncü fıkrası uyarınca; şiddet kullanarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran fail cezalandırılmaktadır. 

5- TCK 226/5 uyarınca suçun maddi unsuru:  

Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi müstehcenlik suçundan cezalandırılmaktadır. 

SUÇUN MANEVİ UNSURU

Müstehcenlik suçunun manevi unsuru kasttır. Fail; bu suçta suçun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek eylemini gerçekleştirmektedir. Müstehcenlik suçunun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. 

HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

TCK 226/7 uyarınca; bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında bu suç oluşmaz. Bilim ve sanat eseri niteliği, somut olaya göre bazı durumlarda bilirkişi incelemesi ile tespit edilir. 

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ 

1- TEŞEBBÜS: 

Teşebbüs, failin suç işlemek üzere icra hareketlerine başlamış olması karşısında elinde olmayan sebeplerle arzu ettiği sonucu gerçekleştirememesi halidir. Müstehcenlik suçunda bazı durumlarda icra hareketleri belli kısımlara bölünebileceği için suça teşebbüs mümkündür. Suça teşebbüs halinde TCK 35 hükümleri uygulanır. Bu hüküm uyarınca kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişle hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on üç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir. 

2-İŞTİRAK: 

Müstehcenlik suçunda iştirak konusunda genel hükümler uygulanır. Bu suç tek bir kişi tarafından işlenebileceği gibi suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi de mümkündür. Bu anlamda, kanunun suç saydığı bir eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, suça iştirak olarak ifade edilmektedir. Bu suç eylemini gerçekleştiren birden fazla kişi söz konusu olur ise, bu eylemi gerçekleştiren bütün kişiler birlikte fail olarak kabul edilirler ve her bir fail bu suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılır. Bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun birden fazla kişi tarafından işbirliği içerisinde işlenmesi iştirak olarak nitelendirilir. 

3-İÇTİMA: 

Müstehcenlik suçunda içtima konusunda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeple genel hükümler uygulanır. Suçların içtimai, bir kişinin ceza kanunu birden fazla kez ihlal etmesi ve bu sebeple birden fazla suçtan sorumlu tutulması hallerinde karşımıza çıkan bir terimdir. Failin, tek bir eylemle birden fazla hukuki yararı ihlal etmesi halinde veya farklı eylemlerle aynı hukuki yararı ihlal etmesi hallerinde suçların içtimai söz konusu olur. Suçların zincirleme veya fikri ya da gerçek içtima şeklinde işlenmesi mümkündür. TCK 43 Zincirleme Suç Hükümleri uyarınca; failin bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. TCK madde 44 uyarınca; işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır. 

UZLAŞTIRMA

Müstehcenlik suçu uzlaşma hükümleri kapsamında olmayıp; uzlaştırma hükümleri bu suç için uygulanmaz. 

SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMANIN YAPILMASI 

Müstehcenlik suçunun soruşturması ve kovuşturmasının yapılması şikayete tabi olmayıp; ilgili makamlar suçun işlendiği bilgisine ulaştığı anda resen harekete geçmektedirler. 

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME 

Müstehcenlik suçunun yargılamasında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. 

DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ 

Maddenin 1, 2, 3’üncü fıkrası ile 2’nci cümle ve 4’üncü fıkralarında tanımlanan suçlarda dava zamanaşımı 8 yıldır. 3’üncü fıkranın 1’inci cümlesi ile 5’inci fıkrada belirtilen suçlarda ise dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Yaş küçüklüğü halinde Türk Ceza Kanunu madde 66/2’deki indirilmiş oranlarda süreler dikkate alınır. Bu kapsamda örneğin 16 yaşındaki SSÇ yönünden zamanaşımı süresi 5 yıl 4 ay olur. 

MÜSTEHCENLİK SUÇUNUN CEZASI VE YAPTIRIMI

TCK 226/1 uyarınca suçun yaptırımı 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. TCK 226/2 uyarınca suçun yaptırımı 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. TCK 226/3 birinci cümle uyarınca suçun yaptırımı 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. TCK 226/3 ikinci cümle uyarınca suçun yaptırımı 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. TCK 226/4 uyarınca suçun yaptırımı 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. TCK 226/5 uyarınca suçun yaptırımı 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. 

YARGITAY KARARLARI

SANIĞIN BEDENSEL TEMAS İÇEREN EYLEMİNİN ŞÜPHELİ KALMASI VE FAKAT MAĞDURUN UYUDUĞUNU ZANNETTİĞİ ZAMANLARDA PORNO FİLM SEYREDEREK MASTÜRBASYON YAPMAK ŞEKLİNDEKİ İDDİA­LARIN DOĞRULANMASI KARŞISINDA, EYLEMİN 5237 SAYILI TCK’NIN 226/1-B MADDESİNDEKİ MÜSTEHCENLİK SUÇUNU OLUŞTURACAĞI GÖZE­TİLMELİDİR 

“…Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık Hakan’ın yapılan yar­gılaması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair (Adana Onikinci Asliye Ceza Mahkemesi)’nden verilen 13.09.2007 gün ve 2006/432 Esas, 2007/ 645 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Baş­savcılığı’ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği dü­şünüldü:Mağdur Fatih’in, babasının kendisini uyuduğunu zannettiği zamanlarda porno film seyredip mastürbasyon yaptığını ve kendisinin pipisini ellediğini istikrarlı beyan etmiştir. Ancak sanığın onun pipisine dokunduğuna ilişkin iddia, tanıklar Rabia ve Nurcan tarafından doğrulanmadığı gibi bu hususta başkaca kanıt da bulunmadığından, sanığın bedensel temas içeren eyleminin şüpheli kalıp diğer iddiaların ise doğrulanması karşısında iddia, savunma ve tüm deliller değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin TCK’nın 226/1-b madde­sindeki müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek çocuğun basit cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde gö­rülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 17.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” (14. Ceza Dairesi 2011/5926 E. , 2012/10090 K.) 

MÜSTEHCENLİK SUÇU ZAMANAŞIMI SÜRESİ 

“…Sanık hakkında müstehcenlik suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde: Sanığa isnat edilen müstehcenlik suçunun 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.2, 226/4. maddelerinde düzenlenip, öngörülen cezaların üst sınırları itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e. maddesinde belirtilen 8 yıllık olağan dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve beraat eden sanığın mahkeme sorgusunun yapıldığı 22.11.2011 tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca müsnet suçtan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE…” (9. Ceza Dairesi 2021/21415 E. , 2021/9006 K.) 

DİJİTAL MATERYALLER ÜZERİNDE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMAKSIZIN HÜKÜM VERİLMESİ 

“…Sanıkların, katılana ait müstehcen görüntüleri facebook sosyal paylaşım sitesinde yayınlamak suretiyle üzerlerine atılı suçu işledikleri şeklindeki kabule karşın, suça konu görüntüler dosya arasına alınıp, bu görüntülerin katılan ...’a ait olup olmadığı hususu ile, suça konu iletilerin paylaşıldığı facebook hesabı ve ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/306 E. ve 2015/38 K. sayılı dosyasında yer alan dijital materyaller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak ayrıntılı raporda, ilgili facebook profilinin sanıklara ait olup olmadığı, müstehcen görüntülerin kim tarafından internet ortamında paylaşıldığı hususları kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve müdafisi, sanık ... müdafisi ve katılan ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” (4. Ceza Dairesi 2021/43600 E. , 2022/11347 K.) 

SANIĞIN BİLGİSAYARINDA KAYITLI ÇOK SAYIDA ÇOCUK PORNOSU BULUNMASI MÜSTEHCENLİK SUÇUNU OLUŞTURUR 

“…Müstehcenlik suçundan sanık ...'nun yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan beraatine dair İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 21.06.2007 tarihli ve 2007/133 Esas, 2007/341 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın el konulan bilgisayarının içindeki kayıtlara ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinde birden çok çocuk pornografisine ait görüntülerin tespit edildiği, eylemin TCK.nın 226/3. maddesi kapsamında müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanığın bu suçtan mahkûmiyeti yerine, yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” (14. Ceza Dairesi 2011/4548 E. , 2012/8876 K.) 

SANIĞA MÜSTEHCENLİK SUÇUNDAN HAPİS CEZASININ YANINDA AYRICA ADLİ PARA CEZASI VERİLMEMESİ

“…Müstehcenlik suçundan sanık ...'in yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01.04.2010 gün ve 2009/14 Esas 2010/110 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında müstehcenlik suçundan kurulan hükümde, TCK.nın 226/4. maddesinde hapis cezası yanında ayrıca para cezası da öngörüldüğü halde, bu hususun uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.12.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” (14. Ceza Dairesi 2011/19554 E. , 2012/13569 K.) 

MÜSTEHCENLİK SUÇUNDA FİKRİ İÇTİMA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI

“…Müstehcenlik suçundan sanık ...'in yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair ... Asliye Ceza Mahkemesinden verilen ... gün ve 2007/7 Esas, 2009/188 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Çocukların kullanıldığı ve doğal olmayan yoldan yapılan cinsel ilişki görüntülerinin yer aldığı CD'leri bulundurmak şeklindeki sanığın eylemi TCK.nın 226/4. maddesi 2. cümlesindeki ve 226/3. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK.nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören TCK.nın 226/3. maddesi 2. cümlesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ... tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” (14. Ceza Dairesi 2011/22821 E. , 2013/10108 K.) 

SANIĞIN, 14 YAŞINDAKİ MAĞDURUN ÇIPLAK GÖRÜNTÜLERİNİ CEP TELEFONUNA KAYDETMESİ 

“…Sanığın, evde birlikte kaldığı on dört yaşındaki mağdurenin çıplak görüntülerini cep telefonuyla kaydetmesi şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı nazara alındığında aynı Kanunun 226/3-c.1. maddesinde yer alan müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından verilen kararlar açısından ceza miktarları itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 28.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” (14. Ceza Dairesi 2017/5185 E. , 2021/3255 K.)

CEZA AVUKATI – AĞIR CEZA AVUKATI – İSTANBUL AĞIR CEZA AVUKATI

İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Fatih Yaşar’ a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.